BİZİM KÖYÜN.
Sarp kayaları yırtan Çoruh kadar dik başlı
Gök yüzünü kucaklar kolları bizim köyün
Kaderi bana benzer her dem kirpiği yaşlı
Bin yıllık sevda saklar yolları bizim köyün
Hele dağlar uyanıp gökleri yalayınca
Hele fındığın dalı al yeşil dolayınca
Hele bulut inceden gönlümü sulayınca
Tutsan demli çay kokar elleri bizim köyün
Toprağım sazım gibi türküsü dilden dile
Tanrı mı pena vurmuş her gün tırnağı ile
Çiçeği şöyle dursun yaban dikeni bile
Parmak ucunu yırtmaz gülleri bizim köyün
Kardelenler boy verip gürgen ile yarışır
Kaçkar'dan kalkan bulut kirpiğime karışır
Bir günde işçi arı kaç çiçekle görüşür
Her derde deva derler balları bizim köyün
Ne zaman gece küsüp gün merhabaya dursa
Yıldızlar ön bahçede kendini yere vursa
Eline su dökemez Adana İzmir Bursa
Muhtarlığına bağlı illeri bizim köyün
Dereler damar damar yerden göğe akışlı
Dağlarım usta görmüş zirveleri nakışlı
Gözleri kara üzüm keskin kartal bakışlı
Damla sakızı gibi gölleri bizim köyün
Şafakta kakülünü poyraz yele taratır
İlim irfanda öncü Çin'de olsa aratır
Bir tas sıcak çorbası yoksa bile yaratır
Gel evvelinden budur halleri bizim köyün
Gideni gurbet almış yüreği kan çanağı
Babamın gören gözü anamın dayanağı
Ömrünün son deminde güvenli sığınağı
Sevgi ile çekilir tülleri bizim köyün
Cenneti motif motif renklerinde saklayan
Dünyanın tüm kirini nefesinde aklayan
Fırında ekmek gibi tenimi kucaklayan
Barış türküsü çalar dilleri bizim köyün
Resmiye EKİNCİ
Doğayı insanın duyguları ile ve şiirin incelikleri ile buluşturmak ancak bu kadar olur.
Bizim Köyün
Tepeleri bir başka yamaçlar daha başka
İşlenmiş ilmek, ilmek alları bizim köyün
Bin bir renkli çiçekle düşürür seni aşka
Köknarların çamların dalları bizim köyün
Yamaçları yeşerir türlü çiçek göverir
Sürüler eteklerde tepede karlar erir
Sanki bir orkestradır ne güzel sesler verir
Koyunların boynunda zilleri bizim köyün
Tertemiz ak pak yünler taraklarda sökülür
Parmaklar arasında çıkrıklarda bükülür
Cevizin yaprakları kaynar suya dökülür
Kök boyayla boyanır telleri bizim köyün
Ne coşkuları gördük nice ömür aşındı
Platonik âşıklar nice aşklar yaşandı
Kimisi uzaklara yıldızlara taşındı
Anıları saklıyor külleri bizim köyün
Aralıksız göç verdi köyün çoğu boşaldı
Beş evde on ihtiyar birde anılar kaldı
Evlerin odaları derin bir hüzne daldı
Göç vermekle yoruldu yılları bizim köyün
Göçler bizim köylere sanki gizli kaderdi
Giderken geri bakış dayanılmaz kederdi
Gidenler topraklara vefa borcu öderdi
Gurbetlere dargındır yolları bizim köyün
Yüzümüz güneş ile rüzgârlarla boyanır
İnsanlar sabah erken yıldızlarla uyanır
Hayata bizim gibi dirençlidir dayanır
Poyrazı dalkıranı yelleri bizim köyün
Kimisi Ankara da toplanıp birleştiler
Çoğulu Marmara da Bursa da yerleştiler
Gittikleri yerlerde daha da gürleştiler
Bayraktar Deli Ahmet gilleri bizim köyün
Necat BAYRAKTAR