Bir kış köydeyken bahar aylarına doğru rahmetli babam İzzet USTA kürüne malı suya götürmüştü. Eve geldiğinde: Ola fena kotiyım kurunda okuzlar guleştilar ayırem diya oğraşiyerkan birının buynuzi goskuma geldi ela koti ağıriyer ki goreşeta get sınığçi Şevket ustayı geturda bağsın. Herhalda gemugumda kırığ vardur. diyerek bani göndermişti. (Sınığçı; Kırık ve çıkıktan anlayan kişi)
O gün hafifçe kar yağıyordu. Yola çıkarak göraşette (Kutlu köyü) Rahmetli Şevket amcanın evine gittim. Biraz oturduktan sonra; Ço şevket emi ben naya geldım bilursun. Şevket amca; Ola yegan gelana sorulur, ğoş safa geldin. Ben deniz; Babay kurunda mali suya goturanda okuzun buynuzi goskuna degmiş ağırıyer. Beni seni goturmaya yolladı. Şevket amca; Yoğ yegan olmaz ben gelamam. Deyince eşi Rahmetli Suna yenge babamın teyzesinin kızı olduğundan hemen lafa girerek: Gedamam na demağdur adamın derdi olmasa çocuği ordan buraya yollamazdi. Naya getmiyersin hazırlan kalğta get. Şevket amca; Kız zenne begun belderecuzdur eger birşey olursa ceneze namazımızda kılınmaz. (Belderecuz; Yörede bilinen şiddetli tipinin adı) Demesi üzerine, Ben deniz; Ço şevket emi amma ettin ha aburadan karsniyaya na olacağ sanki dağ başındamiyuğ. Şevket Amca: Ola yegan sen Barevani bilmasın çoğ fena tipısi olur. Dese de hazırlanarak beraberce yola çıktık.
Ama kar yağışı biraz daha fazlalaşmıştı. Gerçekten Barevan’a gelince görülmemiş bir tipiyle karşılaştık. O zaman 19–20 yaşlarındayım. Tabi hızlıca koşarak Barevan’ı geçtim. Az ileride rahmetli Husref Amca’nın çayırının üstünde bulunan çukurluk kuytu yere gelince orda tipinin hızı düşük olduğundan biraz yavaşladım. Kulağıma hafif bir ses geldi sanki biri bağırıyordu. Şevket Amca’ya seslenerek: Ço Şevket Emi biri bağıriyer herhalda senda eşidiyersın. Şeklinde seslenip cevap alamayınca, Aynı konuşmayı tekrarladım. Yine cevap alamayınca geriye döndüm ki Şevket Amca yok. Meğer Duyduğum ses onun sesiymiş. Barevan’da kalmış bana bağırıyormuş. Hemen hızlıca koşarak yanına vardığımda zor adımlarla ilerlemeye çalışıyordu. Beni görünce; Ola yegan sen beni gerçektan boğacağ misın? Naya birağıp da kaçtın. Arğandan o kadar bağıriyerım beni tuymiyersın. Ben deniz: Ben na bilem Şevket Emi arğamdan geliyersın zannettim. Şevket Amca: Ola adam heç geriya bağmaz mi? Sen genc adam uçup gettin ben altmış yaşında seninan nasıl gezacam. Şeklinde söylendikten sonra beraberce bizim köye geldik.
Babamın kırılan kaburga kemiğine kara yakı denilen bir çeşit yakıyı çekerek iyileşmeye bıraktı. Fakat o kar yağışı üç gün devam ederek yolların kapanması nedeniyle, Şevket Amca bir hafta boyunca zorunlu misafirimiz olmuştu.